Eleştirilerinin odağında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bulunan Adıgüzel, "Dicle'nin kıyısında kapılan kuzunun adı Narin'di" diyerek, kadın cinayetleri ve şiddet olaylarının sorumluluğunu hükümete yükledi.

“Dicle'nin Kıyısında Kapılan Kuzunun Adı Narin'di”

Mustafa Adıgüzel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2014 yılında kullandığı “Dicle'nin kıyısında kurdun kaptığı kuzu bile benim mesuliyetim altındadır” ifadesini hatırlatarak, Diyarbakır’da yaşanan Narin cinayetine dikkat çekti. Adıgüzel, “Sayın Erdoğan, Dicle'nin kıyısında kapılan kuzunun adı Narin'di. Bu kuzunun hesabını verin" diyerek, hükümetin kadına yönelik şiddet ve cinayetlere karşı yetersiz kaldığını savundu. Ayrıca, TBMM'de Narin cinayetinin araştırılması için verilen komisyon teklifinin AK Parti milletvekillerince reddedilmesini eleştirdi.

Kadına Yönelik Şiddet: “Bu Ülkede Kadın Soykırımı Var”

Adıgüzel, Türkiye'de artan kadın cinayetlerine dikkat çekerek, ülkedeki durumu “kadın soykırımı” olarak tanımladı. Ordu'da vahşice öldürülen Ceren Özdemir’i hatırlatan Adıgüzel, “Ceren’i koruyamayan yetkililer, İlküvez’de çöp tesisine direnen kadınlardan tesisi korudu. Bu ülkede bir kadın soykırımı var” dedi. İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesinin ardından artan kadın cinayetlerine değinen Adıgüzel, sözleşmenin yeniden yürürlüğe girmesi gerektiğini savundu.

“2023 Yılında 3773 Şiddet Vakası Var”

Adıgüzel, Türkiye’deki şiddet vakalarına ilişkin çarpıcı veriler paylaşarak, 2023 yılında 3773 şiddet vakası yaşandığını, bu olaylarda 2318 kişinin hayatını kaybettiğini belirtti. Bu rakamın dikkat çekici olduğunu söyleyen Adıgüzel, “2318, Büyük Taarruz’da verdiğimiz şehit sayısı ile aynı. O şehit sayısı kadar insanımızı geçen yıl şiddet olaylarında kaybettik. Bu, Türkiye’nin içinde bulunduğu durumun vahametini gösteriyor” dedi. Ayrıca, çocuk istismarı ve kayıp çocuklarla ilgili verilerin artık paylaşılmadığını belirterek hükümetin şeffaflıktan uzaklaştığını iddia etti.

“Okulları Temizlemiyorlar, Çocuklar Mağdur”

CHP’li Adıgüzel, hükümetin eğitim politikalarını da eleştirdi. Okullarda yeterli sayıda temizlik görevlisi olmadığını ve bu durumun özellikle küçük çocuklar için ciddi sıkıntılar yarattığını belirtti. “El kadar çocuklar tuvalet ihtiyaçlarını gideremiyor. Kadın temizlik görevlisi yok, kadın öğretmenler dersten feragat edip çocuklarla tuvalete gidiyor. En temel ihtiyaç olan temizliği bile sağlayamayan bir eğitim sistemi ile karşı karşıyayız” dedi.

Adıgüzel, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin okullarda temizlik görevlisi sağlama girişiminin hükümet tarafından engellendiğini belirtti. “Ankara'da 248 okul, Büyükşehir Belediyesi’ne başvurdu ama mobbing ile 113’ü başvurusunu geri çekti. Belediye temizlik hizmeti vermek istiyor, izin vermiyorsunuz ama tarikat ve cemaatlere okul kapılarını açıyorsunuz” ifadelerini kullandı.

“Normalleşme Söylemi Boş Bir Söylem”

Adıgüzel, iktidarın normalleşme söylemlerine karşı çıkarak, mevcut yönetimle gerçek bir normalleşmenin mümkün olmadığını savundu. “Bu ülkede kamu kurumlarını bile işlevsiz hale getiren bir anlayış var. Halkın sorunlarını çözmeye çalışan belediyelere baskı yaparken, cemaatleri ve tarikatları desteklemek normalleşme değil, kaosu büyütmektir” dedi.

"Sorumluluk Hükümettedir"

Son olarak, tüm bu sorunların çözümünün hükümetin elinde olduğunu belirten Adıgüzel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı doğrudan sorumlu tuttu. "Tüm kuzuların hesabını ver Erdoğan; Dicle’nin kıyısında, Karadeniz'in kıyısında ya da İstanbul surlarının kıyısında," diyerek konuşmasını tamamladı.

Kaynak : PHA